Artẻmis Aphrodite Fierce.

Konu: Artẻmis Aphrodite Fierce. Çarş. Ağus. 26, 2009 3:36 am

Hazırlanma.^^
''En sonunda sende bize katılacaksın!'' bu sözler üzerine Helen anında uyandı. Yatakhanenin solgun yeşil renkli perdeleri arasından sızan cılız ışık huzmesine bakarak "Sadece bir rüyaymış." diye geçirdi. Yatağından kalktı ve sıvası dökülmüş boş duvara bakakaldı. Yatak hane arkadaşının ''Hey! Helen Karanlık Sanatlara Karşı Savunma dersini kaçıracağız!'' demesiyle birden irkildi hakikaten de bu gün dersler başlıyordu. Acilen zümrüt yeşili yakalı cüppesini sırtına geçirdi. Hogwarts'ın karanlık ve nemli koridorlarında koşmaya başladı büyük salonun ihtişamlı ahşap kapısını açtığında gördüğü iç açıcı manzara ona çok iyi geldi. Tavan bu gün berrak maviydi. Neredeyse hiç bulut yoktu. Slytherin masasına oturduğunda. Rahat birçok derinden bir nefes almıştı. Bu nefes ona o kadar iyi gelmişti ki neredeyse iyice kızarmış tavuktan oluşan kahvaltısını bırakıp direk derse geçecekti ama müdür konuşmaya başlamasıyla bu dürtüsü sona ermişti müdür her seneki gibi yine aynı konuşmayı yapıyordu 2. sınıflardan bazıları, sıkıntılarını belirtici sesler çıkartıyorlardı. Kısa sürede bu sesler bütün salona yayıldı. Ama müdür asasından yeşil ışıklar çıkararak sesleri yok etti. Helen kahvaltısını bir an önce tamamlayıp ihtişamlı ahşap kapılardan geçerek karanlık ve kasvetli ders koridorlarına girdi. Hızla koşmaya başladı. Önünden geçtiği tablolar ona ayıplayan gözlerle bakıyorlardı. Nihayet en sonunda dersliğin kapısına gelmişti. Büyük demir kapıdan içeri baktı profesör içerde asasını havaya doğru doğrultmuştu ve sessizce bir şeyler mırıldanıyordu. Bu seferde asasını camlara doğrulttu bir-iki kere salladı çamlar bir ''Tok!'' sesiyle açıldı...

Ders^^
Helen içeri girdiğinde sıraların gayet düzenli olduğunu gördü. Havaya lavanta aromalı hafif bir tütsü kokusu vardı. Düzenli sıralar arasında gezinmeye başladı bir kaç slyterinle karşılaştı açıkçası konuşmak istiyordu başıyla nazikçe selam verip yerine oturdu. Çantasını açtı bir parşömen tomarı çıkardı tomarın üzerinde annesinin yazdığı özenle yazılmış mektubunu gördü yüzünde hafif bir tebessüm belirdi. İçerisi kısa sürede tıklım tıklım olmuştu. Profesör keskin bakışlarla öğrencileri süzerken Slytherin masasına bakarken biraz bekledi sonra başını sert bir şekilde çevirdi. ve tekdüze bir sesle konuşmasına başladı.

‘’Adım Jacqueline Du Pré. Karanlık Sanatlara Karşı savunma profesörüyüm. Geçen yıl bu okuldan mezun oldum. Slytherin binasından.’’ O sırada masasından kikirişmeler yükseldi ama bu durum Helen'in umurunda değildi çünkü Helen binaya değil zekâya ve anlatımına bakardı. o sırada profesör tekrar konuşmaya başladı. ‘’Ancak bu durum onlara torpil yapacağım anlamına gelmez. Ravenclaw bina başkanlığını da üstlendim. Hufflepuf ve Gryffindor. Aranızdan beni tanımayanlarınız da vardır. Ayrımcılık yapmayacağımı bilin isterim. Hepinizi aldığınız notlara ve dersime olan ilginize göre değerlendireceğim. Her dersin olduğu gibi benim de bazı kurallarım var tabii. Buna uyacağınızı düşünüyorum’’ Helen'in beklediği konuşma gerçekleşmişti işte konuşmanın verdiği gönül rahatlığıyla birlikte parşömenine can sıkıntısından bir şeyler çiziktirmeye başladı. o sırada profesör asasını tahtaya doğru yöneltti ve dikkatle salladı tahtada yazılar gözükmeye başladı. Çok geçmeden yazıların ne anlama geldiğini anlamıştı. Bunlar dönemin kurallarıydı. Çok geçmeden Helen kırmızı uçlu tez tekrar kalemini çıkardı ve kuralları okumaya başladı.

* Ödevler zamanında gelecek, mazeretiniz varsa haberim olacak.
* Derste melez - safkan tartışmaları istemiyorum. Bunu dersten sonraya bırakın.
* Asla derslere geç gelmeyeceksiniz ki gelirseniz önemli bir nedeni olmalı. Olmazsa ceza taktiği uygulamam daha farklı yöntemler.. Zamanla öğreneceksiniz.
* Dersle ilgili problemlerinizi aranızda dedikodu yaparak değil bana iletmeniz tercihimdir.
* Asla şikâyet sevmem. Sorununuzu kendiniz halledin.
* Derste biçim değiştirme, iksir vb. ödev yapanı yakalarsam biçimini ben hallederim.
* Zaman zaman grup ödevleri vereceğim. Beraber yapacaksınız. Ve Hepiniz birbirinizden sorumlusunuz. Bu durum farklı binaların bir arada ödev yapması da olabilir.
* Ödev kopyası görürsem sizinde kopyanızı yaparım!
* Asla büyüklerine saygısızlık etmeyeceksiniz ve onları örnek alacaksınız.
* Derste şiddet sevmem ancak itaat eğitimi hoşuma gider.
* Gözüme girmek için fazla kasıntı davranmanız ve her anlattığımın içine dalmanız sizin için iyi olmaz.
* Derste parmak kaldırtmam, GENELDE ben istediğimi kaldırırım.
* Sizleri istediğim gibi oturtturacağım.
* Dönem sonuna kadar en başarılı öğrenciyi seçeceğim ve ödül vereceğim.
*Anlayamadığınız bir şey olursa ders ortasında değil dersten sonra yanıma gelip sormanız tercihimdir.
* Gereksiz yere söz alan öğrencileri istemem!

Kurallar tamamen tahtada belirince Helen parşömenine bakmıştı tahtada yazılı olan özenli yazı parşömeninde de belirmişti. Profesör yine sert bir dönüşle bakışlarını öğrencilere çevirdi. sınıf onaylar gözlerle süzerek sözlerine devam etti.

‘’İlk günden sizleri sıkmak ve ders işlemek istemiyorum. Sizin gibi ben de öğrenciydim. Halinizi anlıyorum. Şimdi bana kendinizi tanıtan kısa bir yazı yazmanızı istiyorum. Bu bir ödev değil. Şu an yapın lütfen. Evet, başlayabilirsiniz.’’

Helen büyük ölçüde hayal kırıklığına uğradı. Tez tekrar kalemini doğrultarak mırıldanmaya başladı.

''Huylarım bellidir. Ben mantık olmadan hiç bir işe başlamam. Kitap okumak, spor yapmak, yazı yazmak, Büyü yapmak, büyücü satrancı oynamak en büyük hobilerimdendir. Sakinimdir, zeki ve mantıklı olduğuma inanırım. Babam İngiliz annem ise Fransızdır. En köklü büyücü ailelerindendir. İnsanlara eziyet etmekten hoşlanmaz ama arada sırada bazı kötülük dürtüleri duymaktayım. Bulanık Hufflepuflardan nefret ederim. Gryffindorluları da pek sevdiğim söylenemez çünkü onlar gösteriş ve her şeye aptalca bir cesaretle girişirler. Ayrımcılık yapmayışınız çok hoşuma gitti mantık açısından oldukça erdemli biri olduğunuz her halinizden belli oluyor. Ravenclaw bina sorumluluğunuzu sonuna kadar hak ettiğinizi düşünüyorum.
Helen Katherine Tisdale
Slytherin III. Sınıf."

Özenle yazılmış satırlara göz gezdirdi bazı hataları düzeltti. Sınıfın en kalın parşömen tomarının onda olduğunu görünce hafifçe gülümsedi. Parşömenleri özenle çantasına yerleştirdi. Tekrar kalemini kalıbına yerleştirdi ve tekrar beklemeye koyuldu. Profesörün sesi tekrar duyuldu.

'’Evet. Bu kadarı yeterli. Çıkarken yazdıklarınızı masama bırakmanız yeterli olacak. Size kısa bir ödev vereceğim. Dersim ve benim hakkımdaki düşüncelerinizi 1 parşömen kâğıdına yazmanız. Evet, sadece bu. Ancak dürüst olmanızı istiyorum. Eğer benden hoşlanmamışsanız bunu belirtmeniz hoşuma bile gidebilir. Sizlerin dürüst olduğunu düşünürüm. Her neyse. Evet, sihirli günler. Sessizce çıkabilirsiniz.’’ dedi ve kendi herkesten önce çıktı gitti. Helen sessizce çantasını kapattı. Kâğıdı masanın üzerine bıraktı kapıdan çıkarken demir kapının çıkardığı büyük gürültüde hızlı adımlarla dışarı çıktı.</FONT>

Konu: Geri: Artẻmis Aphrodite Fierce. Cuma Ağus. 28, 2009 12:05 am

» Artẻmis.