Carmelita D'alora Ravenclaw
Mesaj Sayısı : 4 Galleon : 8 Kayıt tarihi : 19/08/09
| Konu: Carmelita. Perş. Ağus. 20, 2009 12:55 am | |
| Karakterin; Adı: Carmelita D'alora Geçmişi: - Spoiler:
[size=10]Geçmişime bağlı kalarak geleceğimi nasıl yaşayabilirim ki? Uyanıyorum ve bir düş daha eksilmiş kafamda. Bir şeyler daha kopup gitmiş hayatımdan. Benden uzaklara. Karanlığa gömülmüşüm. İşim bitti dediğim anda elimi tutmuş o. Kardeşim elimi sıkıca tutmuş ve beni yanına çekmiş. Karanlık lekelemiş beni. Yeni bir hayat yerine yeni bir eziyet başlamış. Hayata tutunmamın tek nedeni Isadora. Onunla yaşayacağım ve beni terk edenler gibi onu terk etmeyeceğim. Yeni doğan bir bebek annesine nasıl tutunuyorsa bende öyle tutunacağım bu hayata ama geride bıraktıklarımın acısıyla. Anne sevgisinden yoksun ve babanın terk edişiyle. Yeni ailede annenin pis içkilerine ve abinin sapıklıklarına rağmen seveceğim bu hayatı. Herkese inat kardeşimin yanında kalacağım ve onu koruyacağım.
Ağustos’un sonlarına doğru minik bir bebek dünyaya gelir. Evet, o güzel bebek, herkesin dönüp tekrar baktığı çocuk benim. Bu kusursuz güzelliğimi annemden almışım besbelli. Annem bizi, yani ben ve babamı ben daha 1 yaşındayken terk ettiği için onu hatırlayamıyorum. Sadece arkasında bıraktığı resimleriyle tanıdım onu. O deniz gibi mavi gözleri, altın sarısı saçları, gerçekten büyüleyici bir kandınmış. ‘Annem’. Annem beni çok küçükken terk ettiği için annelik duygusu bende silik kalmış. Onu tanımıyorum ama ona bağlıyım. Yıllar geçiyor, ben büyüyorum ve babam her defasında anneme daha çok benzediğimi söylüyor. Gerçekten fotoğraflarıyla kendimi karşılaştırdığımda sanki aynadaki aksim annemmiş gibi bakıyorum kendime. Okşuyorum bebeksi yüzümü. Saçlarımı özenle tarıyorum. Anne sevgisi nedir bilmiyorum ama ona özlem duyuyorum. Benim biricik babam her anımda yanımda olmasını bilmiş, beni koruyup kollamıştı. Onu gerçekten çok seviyordum. Ama işler yolunda gitmiyordu. Babam hala anneme bağlıydı. Onu deliler gibi seviyordu. Onların aşkı bambaşkaydı. Alev alev yanan bir aşk… Hiçbir zaman körelmemişti bu aşk. Babam hala onun fotoğraflarına büyülenmiş bir şekilde bakıyordu. Sanki ona kavuşacağı zamanı bekliyordu. Fotoğraflarıyla konuşuyor, kavuşacakları günü anlatıyordu. Bu beni ürkütüyordu. Çünkü babam, benim koruyucu meleğim bana uzaklara, annesinin yanına gideceklerinden bahsetmiyordu. Yalnız mı gidecekti yoksa? Beni bir başıma bırakıp. Uzaklara… Çok uzaklara mı gidecekti? Korkunç son yaklaşıyordu sanırım.
Annem neden gitmişti? Babama olan aşkını içine gömmüş gitmişti. Çünkü o özgür olmayı seviyordu. Benim gibi. Kafese tıkılmış bir kuş olmak istemiyordu. O hayatı doyasıya yaşamak, içmek, gezmek, hayatı hayat gibi yaşamak istiyordu. Kafesin içinde sorumluluklarına bağlı kalmak istemiyordu. Annem sorumluluk alamazdı ki o özgür bir kadındı. İşte bu yüzden pılını pırtısını toplamış, basıp gitmişti. Bir daha da ne aramış, ne sormuştu. Yıllar sanki peşinden kovalanıyormuş gibi gelip geçti ve ben 7 yaşıma geldim. Babam, bana bakıyordu artık büyülü gözlerle. Beni izliyordu sevgili eşi yerine. Benimle yaşıyordu son zamanlarını. Evet, babam gidiyordu. Eğer o gece seslere uyanmasaydım sabaha babamı evde bulamayacaktım. O olmayacaktı. Dolabını bomboş görecektim. O an daha yıkıcı, zedeleyici olacaktı. Ama babam gitmeden onu yakalamış, pantolonuna asılmıştım. Babam ise tek kelime dahi etmeden, alnımdan öpüp gitmişti... Bitmişti. Babama kızamıyorum çünkü o doğru olanı yaptı. Gitti… Aşkının peşinden gitti. Her şeyi göze alarak gitti. Beni arkasında bırakarak gitti…
Hala 7 yaşındayım ama şimdi aile ortamım değişti. Bambaşka insanların içinde yaşıyorum şimdi. Bu aile berbat. Sapık bir abiyi, alkolik bir anneyi içinde yaşatıyor bu ev. Tabii beni ve küçük dostum Isadora’yı da. O benim kardeşim. Öz olmasa da biricik kardeşim. Sıkıca tutunduğum tek dalım. Anne dediğimiz kadın her gece şişeleri devirdikten sonra bağıra bağıra konuşuyor, küfürler ediyor. Saygı, sevgi neredeydi? Neden burası aile gibi değildi. Abiden bahsetmek bile istemiyorum. O iğrenç bir sapık. Artık onlarla yaşamak zorundayım. Çünkü beni evlatlık edindiler. Bu evde baba diyecek insan da yok. Anne kavramı var ama baba yok. Baba gitmiş. İyi de yapmış. İpi kopuk bu ailede ne işi var ki? Gelelim o korkunç gecelere… Isadora'nın öz abisi. Buraya dikkat! Gerçekten, öz abisi Isadora’ya vurgun. Geceleri onun yanında yatıyor ve ona elliyor. Ona dokunuyor ve zedeliyor. Bu mide bulandırıcı ve zor bir durum ve ben her zaman kardeşimin yardımcısıyım. O bunu asla annesine yani annemize anlatmadı. Aramızda kaldı bu sır ve ölene kadar da koruyacağım. Kimse bunu bilmeyecek, benim küçük meleğimin incindiğini kimse bilmeyecek. O korkunç abi benim çığlıklarımda boğulup kaçmıştı odadan. O günden sonrada odaya girmeye cesaret edemedi ama Isadora’yı tek bulduğu her an ona yılışıyor ama ben buna izin vermiyorum. Ben Isadora’nın koruyucu meleği, Carmelita D'alora’yım. Ben bir cadıyım. Biz bir cadıyız. Isadora ile ben. O gizemli adam bizim hayatımızı kurtardı. Yani bir nevi. Yine tatillerde o iğrenç eve gitmek zorunda kalacağız ama en azından uzun bir süre onlardan uzak olacağız. Güzel olaylar bu başlangıçla hep devam etti. Ben Ravenclaw’ai Isadora ise Hufflepuff'a seçildi. Şu an ikimizde ait olduğumuz yerdeyiz. Büyüdük ve büyüyoruz. 4. sınıfta kimilerine göre bir delilik, bize göre ise yeni bir hayata başlangıç atarak Londra’ya kaçtık. Her şey bitmişti. O iğrenç evden ve insanlardan kurtulmuştuk. Şimdi sıra birlikte sadece mutluluklarımızla yaşamak kalmıştı. İkizimle beraber… RP Puanı: 100 x Uzun bir seyahate çıktığınızda, sizce size en gerekli olan büyü hangisidir?Beni her şekilde koruyabilecek güçlü bir büyü olabilir. x Girdiğiniz bina, aileniz ve arkadaşlarınız tarafından eleştirildi. Bu eleştiriler nasıl olur? Eleştiriler karşısında tepkiniz ne olur?Binamı seviyorsam ve bana uygunsa bu kimseyi ilgilendirmez. Mutluluğum her şeyin önünde gelir. x Karanlıktasınız ve bulunduğunuz yeri tam olarak bilmiyorsunuz. Elinizde sadece bir mum var ve yanınızdaki arkadaşınızın çığlıklarını duyuyorsunuz. Ne yapardınız?Çığlıklarını takip ederek onu bulurdum. Birbirimize yakınken daha güçlü ve sağlıklı düşünebilirim. İkimiz aklımızı kullanır ve çıkış yolunu buluruz. x Sizce Hogwarts'ta en önemli ders hangisi? Neden?Karanlık Sanatlara Karşı Savunma. Adı üstünde Karanlık Sanatlar. x Asla öğrenemeyeceğini düşündüğün büyü hangisi? Açıklar mısın?Asla diye bir şey yoktur. Çaba,hırs ve zekamla her şeyin üstesinden gelebilirim. | |
|
Chrysanthe Schalewski Astronomi Profesörü
Mesaj Sayısı : 32 Galleon : 36 Kayıt tarihi : 19/08/09 Savaş Tarafı : Tarafsız
| Konu: Geri: Carmelita. Perş. Ağus. 20, 2009 1:11 am | |
| | |
|